Op. Dr. Sadun Yalçın
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Göz Hastalıkları
    • Diyabetik Retinopati
    • Sarı Nokta Hastalığı
    • Retina Dekolmanı
    • Epiretinal Membran
    • Maküler Delik (Hole)
    • Miyop ve Retina
    • Retinitis Pigmentosa (Gece Körlüğü)
    • Stargardt Hastalığı
    • Santral Seröz Retinopati
    • Glokom
    • Katarakt ve Akıllı Mercek
    • Keratokonus
  • Kök Hücre
    • Kök Hücre Nedir?
    • Kök Hücre Etki Mekanizması?
    • Kök Hücre Nereden Alınır?
    • Kök Hücre Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
    • Kök Hücre Nasıl Uygulanır ?
  • Tanı Yöntemleri
    • Fundus Floresein Anjiografisi (FFA)
    • İndosiyanin Anjiografisi (ICG)
    • Optik Kohorens Tomografisi (OCT)
    • Oftalmik Ultrasonografi (USG)
    • İlaçsız Göz Anjiosu (OCTA)
    • Göz Kuruluk Testleri
  • Tedaviler
    • Göz İçi Enjeksiyon Uygulaması
    • Pars Plana Vitrektomi
    • Argon Laser Fotokoagülasyon
    • Excimer Lazer
    • Smile Lazer Tedavisi
    • Fakik IOL Operasyonu
    • Keratoplasti (Kornea Nakli)
    • Ambliyopi( Göz Tembelligi) ve Tedavisi
  • Blog
  • İletişim
  • Ara
  • Menu Menu

Diyabetik Retinopati

Diabetes mellitus (şeker hastalığı), insülin yetersizliği ya da etkisizliği sonucu oluşan, yüksek kan şekeri düzeyi nedeniyle gelişen yaygın metabolik bir damarsal hastalıktır. İki ana tipi bulunmaktadır:

1. İnsülin-Bağımlı Diyabet: Tip I diyabet olarak da bilinir. Çoğunlukla 5-20 yaşları arasında görülür. Genelde; ani başlangıçlı kilo kaybı, sık idrara çıkma ve çok su içme belirtileriyle ortaya çıkar.

2. İnsülin-Bağımsız Diyabet: Tip II diyabet olarak da bilinir. Çoğunlukla 30-70 yaşları arasında görülür. Bazen hiçbir belirti vermeden göz de kanamaya ve körlüğe neden olabilir. Bu neden ile yıılda bir kontrol hiçbir şikayet olmasa da gereklidir.

Diyabet, sistemik bir damar hastalığı olduğundan vücutta göz, böbrek, damar,kalp ve sinir sistemi gibi birçok organda zararlara yol açabilir. Diyabete bağlı göz hastalıkları içinde en sık görülen diyabetik retinopati; gözün arkasındaki ışığı algılayan retina tabakasında yaptığı hasar sonucu oluşan tabloya denir. Diyabetik retinopati, insanlarda körlük yapan nedenlerin başında gelmektedir. Bu hastalık hastayı tamamen kör edip ışık hissi bile kalmayabilir. ( Mesela Sarı Nokta Hastalığı hastayı tamamen kör etmez. )

Diyabetik retinopatinin oluşma riski Tip I diyabette Tip II diyabete göre daha fazladır. Diyabetin süresi önemli bir etkendir, 30 yaşından önce diyabet tanısı alındığında diyabetik retinopati oluşma riski 10 yılda %50, 30 yılda %90’dır. Yoğun kan şekeri kontrolü, spor ve iyi bir diyet ile diyabetik retinopati oluşması geciktirilebilir. Ayrıca hamilelik de diyabetik retinopati gelişmesini tetikler. Hipertansiyon ve böbrek yetmezliği, iyi kontrol edilmediği taktirde diyabetik retinopatiyi kötüleştirir. Özellikle diyaliz şeker hastaların da göze iyi gelir. Ama en önemli tehlike hastanın şeker hastası olduğunu bilmemesidir.

Diyabetik retinopatinin başlangıç döneminde gözde meydana gelen problemlerin temelinde retina damarlarında biriken glukoza bağlı geçirgenliğin artması, yani damarların, kanın içindeki bazı maddeleri sızdırması yatar. Diyabetik bir hastanın göz dibi bulguları arasında mikroanevrizmalar (baloncuk),sert eksudalar(kolesterol parçaları), retina ödemi (sıvı toplaması), kanamalar görülebilir. Kanama aniden görme kaybına neden olurken ödem yavaş yavaş görmeyi azaltır.

Resim 1: Normal retina fotoğrafı. Mavi ok, keskin ve merkezi görmeyi sağlayan makulayı (sarı nokta), siyah ok optik diski (görme siniri) göstermektedir.

Resim 2: Yukarıdaki resim başlangıç diabetik retinopatisi olan bir hastanın retinasını göstermektedir. Siyah ok, damar geçirgenliğinin artması sonucunda damar içindeki bazı yağ içeren maddeleri (sert eksudalar), beyaz ok, damardan dışarıya sızan kanı (mikrohemorajiler) göstermektedir. Diyabet, aynı zamanda damar duvarının yapısını da bozarak duvarlarda anormal genişlemelere, baloncuklanmalara (mikroanevrizmalar) neden olabilir.Bu duruma makula ödemi denir.

Diyabetik retinopatide makulada ödem olmaz ise ve retina periferin de kanamalar başlar ise hasta son ana kadar hiçbir belirti vermeden görmesini muhafaza eder. Ama aşırı tansiyon ve şeker yükselmesi ile bu kanamalar bir anda göz içine boşalarak (intra oküler hemoraji) hastanın görmesini dakikalar içersinde sıfıra kadar düşürür. Bu nedenle hastaların hiçbir şikayeti olmasa da yılda bir düzenli kontrol olmaları önemlidir.

Eğer kan şeker düzeyi yüksek seyreder ve gerekli tedaviler yapılıpmaz ise; diabetik retinopati ilerler. Damarsal değişiklikler ve tıkanıklıklar artar(retinal iskemi) ise; retina kendisini beslemek için normal damarlardan daha ince, kolay kanayabilen ve çok çabuk dallanabilen yeni damarlar oluşturmaya başlar. Diabetik retinopati tablosuna, beslenmenin az olmasından dolayı, sinirlerde iletinin durmasını gösteren, pamuk kümelerine benzeyen madde birikimleri (yumuşak eksudalar), yeni damar oluşumları(neovaskülarizasyon), birtakım maddelerin artması sonucu retina üzerinde zarların oluşumu( traksiyon ve epiretinal membran), retina önü ve vitreus içi kanamalar görülebilir.

Resim 3: İleri aşama diyabetik retinopatiyeait retina görüntüsü. Düz, kalın ve düzenli dallanan normal retina damarlarının aksine ağaç dallarını andıran, daha ince ve daha kırılgan yeni damarlar siyah ok ile gösterilmektedir.

Böyle durumdaki hastalarda yeni damar oluşumunu önlemek ve tekrarlayan vitreus içi kanamaları engellemek amacı ile laser fotokoagulasyon uygulanır.

Resim 4: Laser tedavisi yapılmış retina görüntüsü. Siyah ok, laserin, yapılan yerlerde daha açık renkte yuvarlak izlerini göstermektedir.

Laser fotokoagulasyon, hastanın hastanede yatmasını gerektiren bir durum değildir. Hasta oturur pozisyondayken yapılır ve işlem sonrasında hasta evine gönderilir. Laserden sonra hafif ağrı ve görmede bir miktar azalma olması normaldir.

Diyabet tiplerinin belirlenmesinde ve tedavinin planlanmasında fundus floresein anjiyografi ( FFA ) çok önemli yer tutar. Hastanın kolundan damar içine boya maddesi verilir. Sonra hasta oturur pozisyondayken belli aralıklarla gözdibinin fotoğrafları çekilir. Hasta hiçbir ağrı duymaz, sonrasında evine gidebilir. Çekimden sonra ciltte sararma, idrarın turuncu olması normaldir. Bu, birkaç gün sürebilir. Bu tetkik yöntemi ile diyabetik hastalarda, damarlarda kaçak, tıkanıklık ve beslenme bozukluğunu saptamak mümkün olmaktadır.

Resim 5: Normal FFA görüntüsü. Damarlarda veya makulada herhangi bir sızıntıya ait parlak renkte beyazlık izlenmemektedir.

Resim 6: Diyabetik retinopatisi olan bir hastanın FFA görüntüsü. Siyah ok ile gösterilen parlak renkteki beyazlık, damarlardan sızıntı olduğunu göstermektedir.

Çok ilerlemiş diyabetik retinopati olgularında tekrarlayan vitreus içi ya da retina önü kanamaları, ya da retina üzerini kaplayan zarların sürekli retinayı büzüştürmesi ve çekmesi sonucu oluşan traksiyonel retina dekolmanı (çekme sonucunda retinanın olması gereken yerden öne ayrılması ve öne doğru gelmesi) nedeni ile retina cerrahisi yapılması gerekebilir. Bu gibi durumlarda yapılan cerrahiye pars plana vitrektomi denir. Pars plana vitrektomi ile, gözün içindeki jel kıvamındaki sıvı (vitreus) uzaklaştırılır, retina zarlardan temizlenip tekrar eski yerine yatması sağlanır.

Resim 7: Resimde traksiyonel retina dekolmanı olan bir hastanın retinası görülmektedir. Retinanın normal rengini kaybettiği, beyaz zarların retina yüzeyini kaplayıp retinayı öne doğru çektiği izlenmektedir (siyah ok).

Bazı durumlarda retina, normal fundus muayenesi ile net seçilemeyebilir. Bu gibi durumlarda, göz ultrasonografisi çekilir.

Resim 8: Normal göz ultrasonografi görüntüsü. Beyaz ok göz sıvısını (vitreus), siyah ok retina tabakasını göstermektedir.

Resim 9: Yandaki resimde traksiyonel retina dekolmanı olan bir hastanın göz ultrasonografisi görülmektedir. Retinanın normal yerinden öne, göz sıvısı içine doğru çekildiği izlenmektedir (siyah oklar).

Diyabetik retinopatisi olan hastalarda kullanılabilecek diğer bir tanı yöntemi de optik koherens tomografidir (OKT). OKT diyabetik makula ödemi gibi patolojilerde hastalığın evresi, tedavi endikasyonu ve tedavi sonrası takiplerde yol gösterici olmaktadır.

Resim 10 (a,b): Üst soldaki resim (a), normal makulanın, sağdaki resim (b) kistoid makula ödemi olan makulanın OKT görüntüsünü göstermektedir. Normalde tüm retina tabakaları belli bir aralıklarla ve belli renklerde izlenmektedir. Ödemli bir makulanın ise kist şeklinde siyah boşluklarla dolu olduğu görülmektedir (kırmızı ok).

Tip I veya Tip II diyabeti olan her hasta, diyabetik retinopati gelişmesi açısından risk altındadır. Diyabeti olan her hasta, en azından yılda bir kez detaylı göz dibi (fundus) muayenesi yaptırmalıdır. Hamilelik, diyabetik retinopati riskini artırır. Dolayısıyla diyabetik hamilelerin, mümkün olan en erken zamanda göz dibi muayenesi yaptırmaları önerilir.

Diyabetli hastalar üzerinde yapılan çalışmalar, kan şekeri kontrolünün, retinopati gelişimini ve ilerlemesini yavaşlattığını göstermektedir. Kan şeker düzeyini normal sınırlar içerisinde tutmak, hem göz hem de diğer organ hastalıkları riskini azaltacaktır. Normal düzeylerdeki kan şekeri aynı zamanda laser tedavisi ihtiyacını da azaltacaktır.

Göz Hastalıkları

  • Diyabetik Retinopati
  • Sarı Nokta Hastalığı
  • Retina Dekolmanı
  • Epiretinal Membran
  • Maküler Delik (Hole)
  • Miyop ve Retina
  • Retinitis Pigmentosa (Gece Körlüğü)
  • Santral Seröz Retinopati
  • Glokom
  • Katarakt ve Akıllı Mercek
  • Excimer Lazer
  • Keratokonus

Uyarı: Sitedeki bilgiler hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılmak üzere verilmemiştir. Tanı ve tedaviler mutlaka bir hekim tarafından yapılması gereken işlemlerdir.

Hızlı Menü

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Göz Hastalıkları
  • Tanı Yöntemleri
  • Tedaviler
  • Blog
  • İletişim

Tanı Yöntemleri

  • Fundus Floresein Anjiografisi (FFA)
  • İndosiyanin Anjiografisi (ICG)
  • Optik Kohorens Tomografisi (OCT)
  • Oftalmik Ultrasonografi (USG)
  • İlaçsız Göz Anjiosu (OCTA)

Tedaviler

  • SMILE Lazer Teknolojisi
  • Göz İçi İğne Uygulaması
  • Pars Plana Vitrektomi
  • Argon Lazer Fotokoagülasyon
  • Kök Hücre Tedavisi
  • Keratoplasti (Kornea Nakli)
  • Fakik IOL Operasyonu

Whatsapp: 0506 756 35 22 – E-mail: dr.sadunyalcin@hotmail.com

Copyrights © 2024 · Op. Dr. Sadun Yalçın · Tüm Hakkı Saklıdır. Creative by NC Medya

Copyrights © 2024 · Op. Dr. Sadun Yalçın · Tüm Hakkı Saklıdır.
Creative by NC Medya
Sayfanın başına dön